10 Aralık 2011 Cumartesi

1151. Casusluk. 3. MİT Raporu: Sonrası


Ağar: Kusurumuz oldu, suçumuz olmadı

Faili meçhul cinayatlerle ilgili suskunluğunu bozan eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, “Kusurlarımız olmuştur, suçumuz olmamıştır. İçim dolu ama konuşamıyorum” dedi.

Güncelleme: 13:44 TSİ 09 Aralık. 2011 Cuma

İSTANBUL - Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Malta Köşkü'nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin yıllardan beri terörle ilgili sıkıntılar, acılar ve üzüntülerle devam eden bir mücadele süreci içinde olduğunu söyledi.  Konunun bugüne kadar görev yapan her hükümetin, en önemli meselesi olarak gündeminde olduğunu belirten Ağar, şunları kaydetti:  ''Süreç içinde meselenin çözüme kavuşturulması yönünde ileri adımlar atılmıştır. Hepimiz gibi ben de dua ve temenni ediyorum ki bugünün diplomatik, psikolojik, sosyal ve güvenlik bağlamında şartların daha iyi olabileceği, silahların hiç olmadığı, huzursuzluğun hiç olmadığı, can kayıplarının hiç olmadığı bir Türkiye'ye doğru kavuşacağımız umudu içerisindeyim. Bu süre içerisinde bir dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü gibi bir makamda devlete ve millete hizmet etmek bana da nasip olmuştur. Kamu görevinde insanlar hem adli, hem idari makamlara hesap vermek durumunda ama önce Allah'a, kendine vicdanına ve tarihe karşı da sorumludur. Bütün bu sorumlulukların şuuru içinde görev yaptığım konusunda vicdani kanaatim, bugünün önemine binaen geldiğim yer anlamıyla da bir kez daha bu teraziyi kendi vicdanımda tarttım ve şükürler olsun ki kanaatlerimde bir değişiklik olmamıştır.'' Ağar, 15 seneyi aşkın bir süredir devletin dışında olduğunu ve bir kamu görevinin olmadığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu zaman zarfında aynı elden, aynı dilden, aynı kalemden söylenenlerde bir farklılık yok. Bütün bunların hepsi meclis soruşturması dahil olmak üzere çeşitli idari soruşturmalar dahil olmak üzere geçmeyen bir kanal kalmamıştır. Tüm bu kanallarda en ince ayrıntılarına kadar araştırılmıştır, araştırılmaya da devam edecektir. Türkiye, bir hukuk devletidir. Türkiye'de hepimizin adalete ve orada görev yapanların adaletine inanmamız lazım, Aksi takdirde kaos olur. Yıllarca zabıta teşkilatlarında üst düzey görevler yapmış bir kişi olarak bunun da şuurunda olan bir insanım. Şahsımla ilgili devam eden bir yargı süreci de var. Yüksek yargıya konu taşınmıştır. Türkiye'de tabii konusu yargıda olan hiçbir meselenin tartışılmaması söz konusuyken, hiç kimsenin bu kaideye dikkat ettiğini görmemiz mümkün değildir.'' Bütün bunları sineye çeke çeke hukuka ve adalete sonsuz güven içinde yollarına devam ettiklerini vurgulayan Ağar, ''Son dönemde sürekli olarak aynı ağızdan çıkan meseleler içerisinde parasal birtakım ithamlar söz konusu olunca, hayal bile edilemeyecek isnatlar söz konusu olunca ailemle beraber bir şeyler söyleme kararlılığı içinde olduk'' diye konuştu. Ağar, meclis soruşturmasında olağanüstü araştırmaların yapıldığını aktararak, ''Bunların hepsi çok şükür aklanarak tarafımdan geçilmiş ve aşılmıştır'' dedi. Dikkatli yaşamaya özen gösterdiğini ifade eden Ağar, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''15 seneden beri devam eden bunlar, 24 senedir devam eden raporlar eğer gerçek olmuş olsaydı bizim 35 yaşında meslekten ayrılmış olmamız lazımdı. Devlet, bu kadar sahipsiz değil. Bütün bu sıkıntılar içerisinde günahsız yere sıkıntı çekip sağlığı bozulan bu hizmette görev yapmış arkadaşlar vardır. Terörle mücadele kolay ve basit bir konu değildir. Geçilen aşamalarda verilen mücadeleler Türkiye'ye silah zoruyla hiçbir şeyin kabul ettirilemeyeceğinin ispatlandığı dönemler.''

'BENİ HEDEF GÖSTERİYORLAR'

Ağar, yaşanan her şartın, meselenin daha olumlu yöne götürülmesinde yeni ufuklar açtığını belirterek, ''Dünün şartlarıyla bugünü değerlendiremezsiniz, bugünün şartlarıyla da dünü değerlendiremezsiniz'' dedi. Herkesin üzerine düşeni yaptığı takdirde Türkiye'nin çok uzak olmayan bir gelecekte bu zorluğu aşarak hak ettiği büyüklüğe kavuşacağını vurgulayan Ağar, şunları kaydetti: ''Biz tarihin o sürecinde üzerimize düşmüş olanı bütün iyi niyetimizle yapmanın gayreti içeresinde olduk. Kusurumuz olduysa bilerek değil, hizmetin kendisinden kaynaklanan hizmet kusurlarıdır. Elbette bunlara katlanırız ama kamuda hiç kimse kimseye kanunsuz emir veremez. Verse de bir şey ifade etmez, çünkü emri alan kimse dinlemez. Bu kadar net ve açıktır. Ortaya çıkan bu noktada mesele, yüksek yargıda devam eden yargılanma sürecimizi olumsuz etkilemeye yönelik. Ayrıca terör ve organize suç faaliyetleriyle meşgul olan suç örgütlerine şahsımı hedef göstermektir. Bunların hepsine alışığız. Allah'ın verdiği ömür kadar günümüz vardır. Benim devletim dışında güveneceğim hiçbir kurum yoktur, milletim dışında da güveneceğim hiçbir şey yoktur.'' Ağar, büyük fedakarlıklar içerisinde çalışmaların yapıldığını aktararak, ''Bütün bu çalışmaların içinde elbette her konu her zaman araştırılır, araştırılmıştır da... Ortaya çıkan süreç de devam edegelmektedir. Özellikle maddi konularda en üst makamlara kadar gelebildim. Geride bırakacağım mesleki hatıralarım ve vasiyetim şu olmuştur aileme; Polis Müzesine bırakılması ile babam gibi mezar taşıma 'Elazığlı Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar' yazılması. Hayattan başka beklentim yoktur'' şeklinde konuştu. Mehmet Ağar, herkesin derdine derman olmaya çalıştıklarını anlatarak, ''Kusurlarımız olmuşsa bunlar kusur çerçevesi içerisindedir. Hiçbir zaman suç çerçevesi içerisinde bir şey olmamıştır. Ben suç ve suçlu ile mücadeleye şartlanmış bir yapı içeresinde yetiştim'' dedi.

Soru cevaplamayacağını ifade eden Ağar, toplantı salonundan ayrılırken bir basın mensubunun ''Mehmet Eymür tuğlayı çekti mi sizce?'' şeklindeki sorusuna, ''O söz benim sözüm değil'' demekle yetindi.