Toyota marka otomobilimi satmam hiç de iyi olmamıştı. Kan ter içinde haftalık alışverişten döndüğümde, telesekreterimde annemin mesajı ile karşılaştım: "Uçağımız saat onikide Antalya'ya iniyor. Ya havaalanında ya da Adem ile Havva Otelinde acilen görüşelim" Mesajı dinlediğimde saat ikiye geliyordu; çıkmadan telesekreteri kontrol etmeliymişim diye hayıflandıysam da artık iş işten geçmişti, hemen cep telefonuna sarıldım ve annemi aradım: "Alo, ben Nesrin" "Benim, neredesiniz? uçağınız indi mi?" Asabi olduğu apaçık bir ses tonuyla "Ohoooooo! Otele yerleştik, şimdi babanla havuz kenarındayız!" "Peki, ben üç saat içinde orada olacağım" "Babanla konuşmak ister misin? Biliyorsun hastaneden yeni çıktı. Nazııııım!" Hayır diyecek değildim ya "Elbette" dedim. "Alo?" "Geçmiş olsun baba. Umarım çabucak iyileşirsin" "Sağol yavrum. Kardeşin Celâl de bizimle beraber. Akşam yemeğinde konuyu teferruatı ile görüşürüz. Ha, bu arada Mualla'ya selamlarımı iletiver!" "Şeyy... nasıl desem biz ayrılmayı düşünüyoruz baba, görüşmek üzere!"