8 Aralık 2011 Perşembe

1126. Casusluk. 3. MİT Raporu: Sonrası



Eymür'ün ifadesi, faili meçhul soruşturmasını derinleştirecek

08.12.2011


Faili meçhul cinayetler soruşturmasında 'şüpheli' sıfatıyla sorgulanan eski MİT mensubu Mehmet Eymür, Tansu Çiller'den Mehmet Ağar'a, Hanefi Avcı'dan Nuri Gündeş'e birçok isim hakkında iddialarda bulundu. Eymür'ün özel yetkili savcıya verdiği 9 sayfalık ifadesinin ardından bu isimlerin de bilgisine başvurulup başvurulmayacağını önümüzdeki günler gösterecek. Faili meçhul cinayetler soruşturması, Susurluk davası hükümlüsü eski Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın'ın 18 yıl aradan sonra 4 faili meçhul cinayetle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nda itiraflarda bulunmasıyla başlamıştı. Çarkın'ın ifade vermesinin ardından 9 eski Özel Harekâtçı tutuklandı. Soruşturma kapsamında işadamları Halis Toprak, Ahmet Hamoğlu ve Atilla Yıldırım, özel yetkili savcıya tanık sıfatıyla ifade verdi. Toprak'ın isminin öldürülecek 40 kişilik infaz listesinde yer aldığı ileri sürüldü. İşadamı Ahmet Hamoğlu da Korkut Eken'e para verdiğini kabul etmişti. Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından eski Özel Harekât Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin de soruşturma kapsamında 'şüpheli' sıfatıyla ifadesi alındıktan sonra tutuklanmıştı. Yine Ergenekon davasının tutuksuz sanığı, organize suç örgütü elebaşısı Sedat Peker de soruşturma kapsamında ifade verenler arasında yer almıştı. Tüm bu gelişmelerin ardından Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği MİT'e bir yazı göndererek, cinayetlerin işlendiği döneme ilişkin bütün belge ve kayıtların gönderilmesini istemişti. 1993 yılında Hacı Karay, Savaş Buldan, Adnan Yıldırım, Behçet Cantürk, Faik Candan gibi onlarca Kürt işadamı infaz edildi. Soruşturmada ifade veren eski MİT mensubu Mehmet Eymür, bu faili meçhul cinayetlerle ilgili önemli bir belgeyi işadamı Tarık Ümit'te gördüğünü anlattı. Bu olayı Eymür savcıya şöyle aktardı: "Tarık Ümit, göreve döndüğüm ilk günlerde İstanbul'a geldiğimde bana 'telefon açarak görüşmek istediğini söyledi' bunun üzerine ben Tarık Ümit'in İstanbul'da bulunan evinde görüştüm. Tarık Ümit'in Kızıltoprak'ta bir evi vardı, bu evde yaptığımız görüşmede bana '40 kişilik ölüm listesi' olduğunu söyleyerek bu listeyi verdi. Bunlardan bazılarının üzeri çizilmiş ve infazları vardı, gördüğüm kadarıyla Behçet Cantürk ismi de çizilenler arasındaydı. Bunun üzerine ben de bunu MİT Müsteşarlığı'na rapor ettim. MİT Müsteşarlığı olarak faili meçhul olaylarla ilgilenmeye başladık, ayrıca Tarık Ümit'i de tekrar kullanmaya başladık." 

Hanefi Avcı karanlık işler yapıyordu


Mehmet Eymür'ün, ifadesinde en çok dikkat çeken bilgilerden biri de Devrimci Karargah davasının tutuklu sanığı eski Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile ilgili. İddiaya göre Avcı, PKK'lı teröristleri İstanbul'a getirip kullanıyordu. Eymür, Taraf gazetesinde yayımlanan ifadesinde Avcı'nın illegal faaliyetleri konusunda şu bilgileri verdi: "Sedat Peker'in ifadesinde geçtiği üzere Hanefi Avcı'nın söz konusu bu oluşumla nasıl bir irtibatı olduğunu bilmiyorum ama Hanefi Avcı'nın karanlık işler yaptığını biliyorum. Pişmanlık Yasası'ndan yararlanan PKK'lı teröristleri İstanbul'a getirdiğini ve bu şahısları kullandığını biliyorum. Her ne kadar Hanefi Avcı, Susurluk Komisyonu'ndaki ifadesinde söz konusu oluşumu deşifre eden açıklamalar yapmış olsa da, ifadeleri ayrıntılı incelendiğinde Avcı, Ağar'dan bir kez bahsetti, sanki olayın tek sorumlusunu Yeşil gibi göstererek bu olayı asıl yapan ve yaptıranları sakladığı görülecektir. Hanefi Avcı, özellikle Behçet Cantürk, Savaş Buldan ve Medet Serhat cinayetlerinde İstanbul İstihbarat müdürü olarak görev yapıyordu. Abdullah Çatlı'yı Abdullah Çatlı olarak biliyordu. Hatta Çatlı'nın evinde bildiğim kadarıyla o tarihte arama da yapmıştı. Hiçbir şekilde Çatlı'ya dokunmadı. Ayrıca Hanefi Avcı, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat başkan yardımcısı iken genel müdür de Mehmet Ağar'dı. Yine İstihbarat Daire başkanı Emin Aslan'dı. Emin Aslan, Mehmet Ağar'ın sağ koluydu. Her türlü pasaport veren, resmî belge düzenleyen ve resmi belgelerde imzası bulunan şahıs Emin Aslan'dı. Benim tahminime göre Emin Aslan ile Hanefi Avcı'nın bu işlerden haberinin olmaması mümkün değildir. Zaten o günlerde Gebze'de yakalanan iki itirafçı üzerinde sahte kimlikle, silahla ve telsizle ele geçiriliyorlar, kendilerine soru soran polislere 'Biz Hanefi Avcı ile çalışıyoruz.' diye söylüyorlar, ondan sonra da bırakılıyorlar."

MİT'İ UYARDIM: BU ŞEBEKEYE DİKKAT!

"Susurluk olayı patlak vermeden önce MİT Kontr-terör Dairesi başkan yardımcısı olarak tüm MİT bölge başkanlıklarına bir yazı yazdım. Devlet içinde görev yapan etkili şahısların güdümünde bir kısım kamu görevlilerinin de içinde olduğu, siyasi cinayetler işleyen, haraç toplayan bir terör örgütü geliştiği, isimlerini tek tek yazdığım bu şahısların izlenerek konu üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğini belirten bir yazı yazdım. Yazı üzerine daha sonra duyduğum kadarıyla MİT İstihbarat başkanı olan Miktat Alpay isimli kişinin bu yazıyı tek tek bölge başkanlıklarından geri aldığı, yazının kayıtlı olduğu defteri eksilterek, yeni kayıt defteri açtığını öğrendim..."