21 Aralık 2011 Çarşamba

1222. SY. Shahmatnaya Poeziya



Shahmatnaya Poeziya (Chess Poetry). 1991 yılından bu yana yayınlanmaktadır. 36-49 sayılarının elleçlenmesine başlanmıştır.

1221. Casusluk. 3. MİT Raporu: Sonrası


'Bu süreci Türkiye'nin önüne ben getirdim'


Birinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, ''(Faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturma) Bu süreci Türkiye'nin önüne getiren partinin genel başkanıyım. 15 sene önce 3 Ekim 1996'da TBMM'ye 500-600 sayfalık bir klasör sundum'' dedi. Birinci ''Ergenekon'' davasının 208. duruşması, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda başladı. Duruşmaya, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 27 tutuklu sanık ile başka suçtan tutuklu yargılanan Semih Tufan Gülaltay katıldı. Tutuklu yargılanan Alparslan Arslan ve Sevgi Erenerol ise duruşmaya gelmedi. Taleplerin alındığı duruşmada konuşan Perinçek, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturmaya değinerek, ''Bu süreci Türkiye'nin önüne getiren partinin genel başkanıyım. 15 sene önce 3 Ekim 1996'da TBMM'ye 500-600 sayfalık bir klasör sundum'' dedi. Perinçek, 18 Ekim 1996'da da dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e de aynı dosyayı verdiğini ifade ederek, Demirel'in de bu dosyayı Bakanlar Kuruluna götürdüğünü, aslını hükümete verdiğini, dosyanın Meclise gelmesinin ardından da Susurluk Araştırma Komisyonunun kurulduğunu anlattı. Susurluk araştırmasının kendi başvurusuyla olduğunu ifade eden Perinçek, komisyonun dinlediği ilk kişinin de kendisi olduğunu, 5 saat ifade verdiğini dile getirdi. ''Bu olayı başlatan benim'' diyen Perinçek, o dönem TBMM'ye sunduğu dosyanın kitap halini de mahkemeye verdi. Bu dosyada kendi yaptıkları bir şemanın da olduğunu ifade eden Perinçek, şemada Tansu Çiller, Mehmet Ağar, Mehmet Eymür, İbrahim Şahin, Korkut Eken ve devamında bazı özel harekat polislerinin bazılarının sadece isimlerine yer verildiğini anlattı. O zamanın şemasının bugün Ankara'daki faili meçhul cinayetler soruşturmasının da konusu olduğunu belirten Perinçek, bu durumda bu davada bir gladyo olmadığını söyledi.

-Mossad toplantısının tutanaklarını istedi-

Ankara'daki soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün gazetelere yansıyan ifadesine değinen Perinçek, ''Eymür'ün gazetelere yansıyan açıklamaları çok önemli. Eymür, 'Çiller ile İsrail'e gittik. Mossad ile gizli toplantı yapıldı. Çiller ve Mehmet Ağar katıldı. Ben katılmadım' diyor. Olayın içindekiler birbirini ihbar etmeye başlamışlardır'' diye konuştu. Eğer bu bir resmi devlet görüşmesiyse bunun tutanaklarının olması gerektiğini belirten Perinçek, Başbakanlığa yazı yazılarak, 1992-1993 yıllarında yapıldığı belirtilen bu toplantının tutanaklarının getirtilmesini istedi. Perinçek, Odatv davası kapsamında tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinde yaşamını yitiren Kaşif Kozinoğlu'nun mahkemeye gönderdiği yazılı savunmasında ''şirket ve köstebekler'' adlı belgeyi Mehmet Eymür'ün hazırladığını söylediğini kaydetti. Kozinoğlu'nun İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu bu savunması ile el yazısıyla hazırladığı diğer savunmasının birer örneğinin getirtilmesini talep eden Perinçek, TBMM'ye yazı yazılarak, kendisinin, Susurluk komisyonunun kurulmasına neden olan dosyasının da getirtilmesini istedi. Perinçek, yine TBMM'den, Susurluk Araştırma Komisyonuna verdiği ifadenin de gönderilmesini isteyerek, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından da faili meçhul cinayetler dosyasının ve ifadelerin birer örneğinin gönderilmesini talep etti.

-Tahliye için 100 kilo altın-

MİT'in 2008 yılı Kasım ayında bir gazetede çıkan ''Kod adı: Tuncay İpek'' başlıklı haber üzerine MİT'in internet sitesinde yapılan açıklamada, kontrterör dairesinin kuruluşunun tartışmalı olduğunun yer aldığını belirten Perinçek, MİT'e yazı yazılarak, tartışmalı kavramının ne anlama geldiğini, kontrterör merkezinin, MİT şemasından neden çıkarıldığının, Kozinoğlu'nun da kontrterör merkezinde görev yapıp yapmadığının sorulmasını istedi. Tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin de 37 kere hastaneye gittiğini belirterek, görevliler tarafından hastanede unutulduğu iddialarını tekrarladı. Haseki'den taksiyle cezaevine döndüğünü öne süren Ertekin, bu konuyla ilgili cezaevinde Adalet Bakanlığı müfettişlerine ifade verdiğini anlattı. Ertekin, kaçma şüphesi olmadığını belirterek, ''Kaçacak olsaydım engel yoktu. Tahliye edilmem için her türlü teminatı verebilirim. Benim her şeyim var. Tahliye edilmem için gerekirse 100 kilo altın, istediğiniz kadar tapu, para verebilirim. Bir gün geç gelirsem devlete bunlar irat olarak kaydedilebilir'' dedi.

Duruşma, taleplerin alınmasıyla devam ediyor.