21 Ekim 2011 Cuma

855. Günlük Yaşam

19. Sekoya ağacımı sulayayım diye düşünüyordum ki, kapı çalındı, elemanlar teşrif ettiler. Yakıcı güneş ve şiddetli rüzîgârdan dolayı ve dahi vernik vü boya sürülmemekten kevgire dönen kapı ve pencereleri tamirat ekibiydi gelenler. Onlarla beraber oraya buraya koşuşturduğumdan, 12,5 saat kadarcık ayakta kalmışım. Beş saat kadar da ortalığı toparlamakla geçince, sabah kalktığımda bir yerlerimin yeniden şişeceğini uykuya dalarken kestirdiydim. Ve öyle de oldu: bu kez sol ayak bileğimde dehşetengiz bir ağrı. Bu ağrılar münavebeli olarak ayak, bacak, baldır, kalça, diz bölgelerinde peydah olmaya başladılar. O kadar ki üç metre ötedeki ayakyolunu bulmakta bile zorlandım. Normal ilacımdan gayrı ağrı kesiciden iki tane yuvarlamam da par' etmedi. Ah benim biricik sekoyam, seni dün de sulayamadım, bugün de. Kısmet yarına. Affet gari.